DOĞRU BİLGİYE ULAŞMADA DENETİM KAVRAMININ ÖNEMİ/Abdullah ÇAVUŞ
DOĞRU BİLGİYE ULAŞMADA DENETİM KAVRAMININ ÖNEMİ
Abdullah ÇAVUŞ
Toplumsal yaşantımız sürekli bir takım kararlar almaktayız. Özel yaşantımızdan iş hayatımıza kadar aldığımız kararlar sonucunda mutluluk yada başarı ortaya çıkabileceği gibi hatalı kararlarımız sonucunda ise tam tersi başarısızlıklar ortaya çıkabilmektedir.
Alınan yanlış kararlar ilgililer üzerinde olumsuz sonuçlar ortaya çıkardığından, doğru karar almak bireyler için her zaman önemli bir konu olmuştur. Doğru karar verebilmenin ön koşulu ise bunu etkileyen unsurlar hakkında DOĞRU VE GÜVENİLİR BİLGİYE sahip olmaktır.
Öte yandan, doğru bilgiye ulaşmak her zaman sanıldığı kadar kolay olmamaktadır. Kişilerin bir konu hakkındaki görüş ve iddiaları iyi veya kötü niyetli (kasıtlı veya kasıtsız) olarak olumsuz olabilmektedir. Buna ilaveten, toplumsal ve ekonomik ilişkiler dolayısıyla çıkar çatışmaları arttıkça elde edilen ve hazırlanan bilgilerin güvenilir olma özelliği de giderek zayıflamaktadır.
Bununla birlikte; Dünya yüzeyindeki bilgi birikiminin inanılmaz hızla artması, yeni bilgilerin eskilerinin yerini hızla doldurması insan hayatının her alanında etkisini göstermektedir.
Gerek temel bilimler gerekse de temel bilimler vasıtası ile ortaya konan yeni teknolojileri inceleyen sosyal bilimlerde yaşanan bu bilgi patlaması, beraberinde eski bilgilerden oluşan devasa bilgi çöplüğünü ve hem yeni hem de eski bilgilere dair duyulan kuşku miktarının artışını getirdi.
Bu nedenlerle güvenilir bilgi ancak ehil kişilerin titiz çalışmaları neticesinde elde edilebilmektedir. Yani beyan edilen bilgilerin test edilmesi gerekmektedir.
İnsanların bir arada yaşamaya geçmelerinin sonrasında oluşan ortak amaçlara ulaşma çabası toplumları yönetim kavramına götürmüş ve amacın olduğu her alanda değişik yönetim biçimleri uygulanır olmuştur.
Öte yandan zaman içerisinde yönetimin sadece gerçekleştirilmiş olmasının tek başına yeterli olmadığının anlaşılmasıyla da yönetimin değerlendirilmesi, sonuçlarının belirlenmesi, amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığının kontrolünün yapılması gerekmiştir.
Yönetme unsurlarının tamamlayıcısı durumunda olan kontrolün sağlanması, yönetimin değerlendirilmesi aşamasında karşımıza çıkan kavram da DENETİM olmuştur.
Güvenilir ve doğru bilgiye olan ihtiyacın artması denetim faaliyetlerinin de önemini giderek arttırmıştır.
Özellikle yirminci yüzyılın son on yılından itibaren artan ekonomik faaliyet hacminin teknoloji ile birlikte insan hayatının en ön saflarında yer tutmaya başlaması, ekonomiye dair bilgilerin doğruluğunun sorgulanmasına olan talebi de arttırmıştır.
Bu talebin önemli bir gerekçesi de ekonomik aktörler arasında var olan rekabetin artık sahip olunan bilgi birikimine bağlı bir sürece dönüşmesi olmuştur.
Buna kanıt olarak; son on yıl içinde yayınlanan iktisadi yayınların içeriğinde gözlenen asimetrik bilgi ve bilgi denetimi konularına dair gözlenen artış, Nobel ekonomi ödüllerinin son on yıl içinde ağırlıklı olarak bu tür çalışmalara verilmesi veya bağımsız denetim firmalarının dünya çapında ulaştıkları iş hacmi sunulabilir.
Ekonomik aktörlerin makro ve mikro düzeyde sahip oldukları bilgi miktarını arttırmak istemeleri, beraberinde sahip oldukları bilgileri sunmalarını da günümüz ekonomisi çerçevesinde zorunlu kılmaktadır.
Ancak sunulan ve sahip olunan bilgilerin doğruluğuna duyulan güven giderek kuşkuya dönüşmektedir, çünkü karmaşıklaşan ekonomik ilişkiler ve bu ilişkilerin artan hızı bilginin güvenilirliğini zedelemektedir.
Bu da sahip olunan ve sunulan bilgilerin denetim sürecinden geçirilmesini ve bilgi üretim ve edinme sürecinin sürekli bir kontrol işlemine tabi tutulmasını gerektirmektedir.
Günümüzde artan ihtiyaçlarla birlikte şirket sayılarının ve faaliyet alanlarının genişlemesi farklı sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu sorunların başında, şirketle ilişkili kimselerin özellikle de yabancı yatırımcıların ve devletin şirketlerin mali tablolarında yer alan bilgilere olan güven problemi gelmektedir.
Bu açıklamalardan hareketle denetim kavramını genel olarak aşağıdaki şekilde tanımlamak mümkündür.
II- DENETİM TANIMI:
1- Genel Olarak Denetim Tanımı:
Denetim, olgu ve olayların gerçek mahiyetlerinin ilgili mevzuat, standart ve ilkelere uygun olarak kayıtlarda yer alıp almadığını araştırıp sonuçlandıran ve bu sonuçları tarafsız olarak delilleri ile ortaya koyarak kanaat beyan eden sistematik bir çalışmadır.
2-Mali Açıdan Denetim Tanımı :
Denetim, olması gerekenle fiili durum arasındaki karşılaştırma anlamına gelen murakabe; defterlerin ve kayıtların gözden geçirilmesi anlamına gelen revizyon; zaman zaman yapılan bir gözden geçirme ile işlerin yasalara, emir ve yönergelere göre yürütülüp yürütülmediğini tespit etmek anlamına gelen teftiş; uygulama sonuçları ile ulaşılmak istenin amaçların karşılaştırılması anlamına gelen kontrol gibi kavramların tümünü içine alan bir üst kavramdır.
Mali Açıdan Denetim; iktisadi faaliyet ve olaylarla ilgili iddiaların önceden saptanmış ölçütlere uygunluk derecesini araştırmak ve sonuçları ilgi duyanlara bildirmek amacıyla tarafsızca kanıt toplayan ve bu kanıtları değerleyen sistematik bir süreçtir.
Kurumların ve işletmelerin hukuk düzenine uygun faaliyette bulunup bulunmadıklarını belirlemek, çıkar ilişkisinde bulunan kişilere ve devlete hesap verme yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlamak amacıyla kayıt ve belge düzeni getirilmiş; belirli dönemlerde faaliyetlerle ilgili sonuçların ilgili kişilere ve devlete raporlanması zorunlu tutulmuştur. Faaliyet sonuçlarının işletmelerle çıkar ilişkisinde bulunan kişiler ve devlet adına araştırılması yasalarla zorunlu hale getirilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalarla birlikte Mali Denetim konusunda yapılan tanım incelendiğinde denetimin üç temel özelliği öne çıkmaktadır.
Birincisi, denetimin rasgele ortaya konulan bir faaliyet olmadığı, tam aksine arkasında bir mantık ve sebepler bütünü taşıyan sistematik bir süreç olduğudur.
İkincisi denetimin ekonomik faaliyet ve olaylara yönelik kullanılan bir araç olması ve bu aracın denetimi gerçekleştiren ve denetime tabi olan taraflarca oluşturulan belli standartlara bağlı olarak kullanılmasıdır.
Burada denetim aracının uygulanacağı platform, denetime tabi olan ekonomik aktörün sunduğu bilgi olup, denetimin amacı da sunulan bilgilerin oluşturulan standartlara uygunluğunun ölçülmesi ve derecelendirilmesidir.
Denetimin üçüncü özelliği ise denetim sonuçlarının önceden belirlenmiş standartlar ışığında hazırlanan bir denetim raporu vasıtası ile kullanıcılarının ilgisine sunulmasıdır.
3- Mali Denetimin Unsurları:
a) Denetim bir süreçtir. Başlangıç ve sonuç arasındaki faaliyetler belirli bir plan dahilinde yapılır.
b) İktisadi faaliyet ve olaylara ilişkin iddialar. Mali tablolar, işletmenin iktisadi faaliyetleri ile ilgili mali iddialarıdır. Denetçide bu mali tabloların doğruluğunu araştırır.
c) Önceden saptanmış ölçütler; Bu ölçütler Genel Kabul görmüş muhasebe ilkeleri, vergi mevzuatı ( vergi denetimi için), Sayıştay mevzuatı(kamu denetimi için) , muhasebenin temel kavramları, SPK mevzuatı
d) İlgi duyan taraflar; işletme sahip ve ortakları, işletme yöneticileri işletmeye kredi verenler, potansiyel yatırımcılar, Devlet + kamu (SPK gibi)
e) Uygunluk derecesi: Yönetim tarafından ileri sürülen iddia ve bildirimlerin saptanmış ölçütlere ne derecede uyum içinde bulunduğunu belirleyen ölçüdür.
f) Tarafsızca kanıt toplamak ve kanıtları değerlendirmek.: Denetimin amaçlarına ulaşabilmesi için ulaşılabilen her türlü bilgi kanıt niteliğindedir. Kanıtların türleri ve kanıtların değerlenmesi için kullanılacak kriterler denetimin amacına göre farklı olabilir. Denetçi kanıtları toplarken tarafsız olmak zorundadır, önyargısız, bağımsız, profesyonel ve uzman bir kişi olarak davranmak zorundadır.
g) Sonuçları Bildirme: Denetçi işletme yönetimi tarafından ileri sürülen iddiaların geçerliliğini ve güvenilirliğini inceleyerek bunları onaylar ya da reddeder.
III-DENETİM ÇEŞİTLERİ:
Denetimi türleri konusunda; denetleyen kurumlar, denetlenen kurumlar, denetimin amacı ve kapsamı ile denetimin kamusal veya özel sektör nitelikli oluşuna vb. yaklaşımlarla çeşitli sınıflandırmalar yapılmaktadır.
Günümüzde denetimin kamusal veya özel sektör ayrımı giderek geçerliliğini yitirmekte, birbirinin yerine geçmekte, birbirine girmektedir.
Özel sektör üzerindeki kamusal denetim sürerken, kamu kesiminin denetiminde de özel sektör denetim kuruluşlarından artarak faydalanıldığı görülmektedir.
Yine özel sektör üzerindeki kamusal denetim de giderek özel sektör denetim kuruluşlarına yaptırılmaktadır.
Yukarıda sayılan nedenlerle denetimi kesin sınırlarıyla sınıflandırmak giderek güçleşmektedir.
Denetim sürecinin işlemesi, denetimde uygulanacak yöntem ve ilkeler denetimin türüne göre farklılık göstermektedir.
Bu nedenle yönetimin durumunu değerlendirmeye yarayan denetim faaliyetlerinin türlere ayrılmasında değişik ölçütler kullanılmaktadır.
Dolayısıyla uygulanan denetim teknikleri, denetimi yapan kurum, denetlenen kurumlar, denetimin zamanı, amacı, kapsamı, konusu gibi durumlar dikkate alınarak denetim çeşitli şekillerde sınıflandırılmıştır.
Bu nedenle denetim türleri konusunda oldukça fazla sınıflandırma bulunmakta ve kavram karmaşası da yaşanmaktadır.
Bununla birlikte teoride denetim aşağıdaki biçimde değişik sınıflandırmalara tabi tutulmuştur.
1-Klasik Anlamda Denetim:
Klasik anlamda denetim, konularına ve amaçlarına göre;
a-Finansal denetim,
b- Uygunluk denetimi
c-Performans denetimi
Olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Ancak, bu üç denetim türünün bir arada yürütülmesi halinde EKONOMİK DENETİM adında dördüncü bir denetim türü ortaya çıktığı da görülmektedir.
2-Statüsüne Göre Denetim:
Statüsüne göre denetim;
a-İç denetim
b-Dış denetim
Olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Dış denetimde kendi içinde ikiye ayrılmaktadır.
-Bağımsız denetim
-Kamu Denetimi olmak üzere de kendi içinde ikiye ayrılır.
3-Yapılış Nedenine Göre Denetim Türleri:
a-Zorunlu (Yasal) Denetim
b-İsteğe Bağlı (ihtiyari) Denetim
4- Yönetimin Denetlenmesi Bakımından:
a-Yasama erkinin denetimi,
b-Yürütme erkinin denetimi
c- Yargı erkinin denetimi
5-Kullanılan Yöntemler Bakımından:
a-Klasik denetim (gelenekçi denetim)
b-Modern-çağdaş denetim (sistemci denetim),
6- Denetim Zamanı Açısından:
a-Ön denetim yani karardan önce (önleyici) denetim
b-Karardan sonra yapılan (düzeltici) denetim
c-Anında denetim
Son olarak;
Denetim örgütlülük açısından doğal ve biçimsel denetim olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Biçimsel denetim oluşmadan önce hemen hemen her toplum ve örgütte var olan doğal denetim; insan davranışlarını sınırlayan ve ona yön veren, sosyo-ekonomik, kültürel, sosyolojik, tarihsel, dinsel ve benzeri yapılardan kaynaklanmıştır.
Örgütlülük açısından ele alınan bir diğer denetim türü olan biçimsel denetim ise asgari düzeyde de olsa her örgütte biçimsel ve hukuksal denetim şeklinde yer almıştır.
Bu anlamda örgüt öncelikle kendi yaptığı iç düzenlemelere daha sonra yaptığı anlaşma ve sözleşmelere, bulunduğu ülkenin yasa, anayasa gibi hukuk kurallarına bağlıdır.
Biçimsel denetim hiyerarşik denetim, vesayet denetimi ve Ombudsman denetimi şeklinde de yapılabilmektedir.